Bugün, farklı bir bakış ile yer çekimine karşı koyarak, dünyanın dışına çıkıyor ve sizlere dünyada insanlığın yaşadığı travmalar nedeniyle nasıl bir hayat yaşadığını göstermek istiyorum.
Öyle bir zamanın kaos döngüsü içindeyiz ki…
Birey bazından yükselip toplumsal gözyaşlarının akan damlalarını görebilirsiniz.
Yaşanılabilirlikten yaşanması zor hale gelen milyar yıl yaşındaki dünyamızın son hali diye de algılayabilirsiniz.
Eğer;
Dünyaya demokrasi götürüyorum safsatasıyla, petrolü için ülkelere çöken ABD ,kendi içinde demokrasinin tek tevazu halini bile gösteremiyorsa…
Demokrasi naraları atan kimi çevrelerin, demokratik hak olan seçme ve seçilme konusunda ;seçimi kaybettiklerinde (son zamanlarda adet haline gelen “oylarımızı çaldılar”) insanları galeyana getirmek için her türlü bahaneyi ortaya atabiliyorlarsa…
İnsanlık başına 1918 ‘den sonra gelen ikinci büyük bela covid-19 canları alırken, aşı programları ve sunumları sürekli oynak hal alabiliyorsa…
Üretilen aşı pazarında, imkanı olan ülkelere milyonlarca aşı gönderilirken gelişmemiş ülkelere tek bir doz gönderilebiliniyorsa…
Bilimsel veriler ışığında aşılar sayesinde pandeminin önüne geçmek için başka çaresi kalmayan insanlığın “acil onay” vermesinden sonra aslında aşıların onay sürecinin 4 yılı aşkın bir sürecinin olacağı ve şu anda yapılan aşılar nedeniyle bir yerde insanların kobay gibi kullanıldığı Alman bilim adamlarınca söylenebiliyorsa…
Bir zamanlar üye olmak için kapılarına dayandığımız Avrupa Birliği kendi içinde türlü anlaşmazlıklar nedeniyle “Çıkar Birliği”haline gelebiliyorsa…
Sosyalizmin ve komünizmin kalesi Rusya lideri Putin’in 2036 ‘ya kadar başta kalmak için rakiplerini saf dışı bırakma çabalarını sertleştiriyor ve yasaları değiştirebiliyorsa…
Çin Halk Cumhuriyeti, pandemide ekonomisi büyüyen tek ülke olabiliyorsa…
İşsizlikten ve parasızlıktan gencecik insanlarımız kafasına silah dayayıp intihar edebiliyorsa…
Aşı programı ile ilgili hala belirsizlikler kafalarda soru işaretleri bırakabiliyorsa…
Belediyede çalışan bir memurun rüşvet skandalı sırasında kasasında servet kadar altın-euro-dolar-tapular bulundurabiliyorsa…
Kendileri gibi düşünmeyen herkesi ötekileştirmek hala devam ediyorsa…
Pandemide insanların ekmek derdine düşmüşken kimi insanların kahvehane ve benzeri yerlerde alem-kumar-pasta kesmeleri devam ediyorsa…
Pandemi sebebiyle yasaklara uymayanlara kesilen cezalar artık milyar lira ile söz edilebiliyorsa…
Kadın cinayetlerinin önüne geçmek şöyle dursun,her gün kadınlara yönelik şiddetin ekonomik ve kişisel sapkınlıklar yüzünden artabiliyorsa…
SMA hastası çocukları için hıçkırıklara boğulan anne-babalar dertlerine çare olması için çalmadık kapı bırakmıyorlarsa…
Belediyelerde ortaya çıkan yolsuzluklara habere erişme yasağı getirilebiliniyorsa…
Ankarada yemek yiyip parasını memleketinde olan bir belediyeye ödetmek için faturasını oraya kesebilen vekilimiz oluyorsa..
Adalet kavramı tv’lerde hala tartışılabiliyorsa-ki nasıl düzeleceği konusunda kimsenin de fikri yok-ve bu yara haline gelebiliyorsa…
“vay sen bana bunu mu söyledin” diye insanlar mahkemelere hakaret davası için koşabiliyorsa;hoşgörü dini olan İslam’da olan böyle bir ülkedeyken hem de…
Aşıyı ilk önce olması gerekenler yerine paralı curcunalar kendilerine öncelik tanıyorsa…
Tarımı bitirdikten sonra “paramız var ki alıyoruz” denilebiliniyorsa…
Memleketin açlık-yoksulluk-işsizlik üçgenini kırmak için bir araya gelip çözüm araması gereken siyasilerin “sen-ben” kavgası olabiliyorsa…
Tablo krizlerin ortasındayken dünyanın doyumsuz gözlerinin bu sefer hijyen malzemeleri ve ilaçları üzerine çevirmesi insanlığa ders olamıyorsa…
Vs…vs…vs…
Nasıl?
Az buçuk, içinde bulunduğumuz zamanda yaşananları biraz görebildiniz mi?
Ne kadar güvensiz bir dünyada yaşıyoruz!
Tekrar dünyaya dönmek ister misiniz?
Bakın,bunlar gerçekte yaşanan olaylar.Üzerinde durup düşünmemiz gereken çok daha fazlası var.
Oysa tüm bunları görüyorken geleceği tahmin etmek zor olmasa gerek;aydınlığa açılan kapıyı yukardan görmek de mümkün değil.
Etiketler: güvensiz dünya sma 458 okunma