[avatar user="farukcaymaz" size="150" ]

ŞIMARIKLIK

by | Leave a comment

Köşe yazımı kaleme almadan önce, başlığını attığım makalemin word sayfasına baktım.

Nerdeyse 1 ay olmuş.

Başlık altında yazacaklarımın planlaması o kadar değişti ki…

Her gün bir başka dokuz sütuna manşet olacak gündemle çalkalanıyor.

Görsel ve yazılı basın için haber peşinde koşma dönemi bitmişçesine ,herkese anında bilgiler yağıyor,konular tartışılıyor ,herbişeyologlar engin(!) bilgileriyle kamuoyunu aydınlatıyor.

Önce Samsun’da ortaya çıkan kasa ,ardından belediyelerin asli görevleri yerine insan kaçakçılığına soyunmaları günlerce konuşuldu.

Üç-beş maaş alanlar ayyuka çıktı peşinden…

Seçim olsun -olmalı tartışmaları arasında birileri de çıktı, sezonluk dizi film çeker gibi peş peşe, hepimizin aklını bir kez daha kurcalayan iddialarla doldurdu.

Yenileri de ekleniyor;en makamlısından en alttaki çalışana dek ,var da var…

Sistemin kendi içerisinde çözümlere ulaşamaması, ekonomik sıkıntının canlara mal olduğu yetmezmiş gibi, pandeminin hortum gibi yakaladığını önüne alıp götürmesine güç yetemeyecek duruma getirmiş durumda.

Kargaşa almış başını götürüyor.

Hele bir tanesi var ki…

Elini tokat gibi kullanmadan duramıyor.Söyledikçe söylüyor.Biri çıkıp da;yahu ne oluyor allahaşkına,neyi paylaşamıyorsunuz,neyin peşindesiniz diyemiyor.

Adeta millat haline gelen koronavirüs salgını,psikolojisi düzgün insan bırakmadığını kimse göremiyor.

Ama umurlarında mı!

Kim ne bulursa hamuduyla iç etmenin,kriz ortamında bitip tükenmeyecek mal varlığı edinmenin peşinde.

Düşünün ki;

Zaman öyle kişilikler ortaya çıkardı ki,sormayın gitsin.

Ucuza aldığı arsayı/tarlayı 3 katına satıp “ucuza mal ettiğini ucuza satmak zorunda mıyım”diye pişkin bir şekilde sözlerini söylemekten bir an çekinmeyeni…

Kurumuna kendi şirketinin mallarını satanı…

Bedava kaldığı süper-lüks otelde neden kaldığını söyleyemeyecek kadar susanı…

Yurtdışına hiç alakası olmadığı halde ihtiyacı olmayan ülkeye maske hediyesiyle gideni…

Her yenilgiden sonra kameraların karşısına geçip suçu kendine yükleyen teknik direktörü(istifa da etmezler işin garip tarafı)…

Müsilaj belasının gerçek sebebinin kirli atık olduğunu bile bile hala fabrika patronlarının daha fazla para kazanması için epey süre susanları…

İş adamında para isteyecek cüreti bulan gazeteci/gazetecileri…

Dedik ya;

Kargaşa almış başını gitmiş.

Yerini başka acaip birşeylere bırakmış;

Şımarıklığa!


Etiketler: 666 okunma
Bilgilendirme

Urfa Yaşam Haber sitesinde yazılan yazılardan yazarın kendisi sorumludur. Yazarın görüşleri Urfa Yaşam haberinin görüşlerini yansıtmaz

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir