PSİKOLOJİK SINIR

Birkaç gündür makalemi erteleyip duruyorum.

Gündemi izlemek,olan biteni daha iyi değerlendirmek için bir süre beklemeye karar vermiştim.

Sonra kısa bir seyahatimiz oldu,makalem biraz daha bekletmek durumunda kaldım.

Bu hafta ise yolculuğumun verdiği yorgunluğu atmak,kendimi toparlamak için bu sefer kendime zaman tanıdım.

***

Dış basın,siyaset bilimcileri,diplomatik çevreler,uzmanlar,dış gözlemlercilerin fikirleri olağan bir bakış açısı altında ülkemizdeki gündemi yorumlayıp durdular.

Herkesin kafasındaki siyasi çekişmelerin,olası hükümet değişikliklerinin ne denli etkili olacağı konusunda fikirleri akılları yoracak türden.

Ancak burada her birinin ayrı ayrı değerlendirmesini yazmayacağım,zira ülkemizdeki pandemi günlerinden başlayıp bugüne uzanan o kadar çok olumsuz durum var ki…sormayın gitsin.

Hala devam eden ve nedense durdurulamayan kadın cinayetleri…

Sağlık görevlilerine yapılan saldırılar…

En son yaşanan Profesör Dr.Esin Şenol’a tehdit içeren bazı uzuvların kapısına bırakılması…

Ekonominin çöküş çatırtıları arasında yuvarlanıp gelen enflasyon canavarının kahkahaları kulaklarımızda yankılanırken,

Geçim sıkıntısı insanların evinde tartışmalara sebep olurken,

Kuzeyimizde ne idüğü belirsiz saçma sapan bir savaş sürerken,

Güneydoğumuzda Irak’ta yeniden alevlenen çatışmalar boyutunu giderek büyütürken,

Söz konusu kamuoyu gündemimizin çalkantılı halleri sanki aklımızda simülatöre konulmuş bazı şeylere hazırlıyormuş izlenimi yaratıyor.

Ayrıştırma çabalarıyla dün oylar devşirmeye çalıştıklarında, kimse çıkıp ayrıştırmanın hiç kimsenin işine yaramayacağını sorgulamadı,kendi çıkarlarını korumanın ötesinde parmağını bile kıpırdatmadı!

Hukuksal anlamda güvenin azalması,çok da güvenilmeyen işsizlik rakamları ,dövizdeki engel olunamaz yükselişler, geçim sıkıntısı toplanıp vatandaş üzerinde etkisini uyuşturma görevini üstlenmiş gibi; içinden çıkılamaz durumu yaşatınca…

İnsanların ruhsal durumlarında büyük bir dengesizliğe yol açtı.

Toplumsal yardımlaşmanın yerini bencil davranışlara bırakması, toplumların kendi içinde çözemeyeceği halin siyaset içinde kullanılabilir kozlar yaratmasına sebep olduğu hususu şüphe götürmez bir gerçek oldu.

İşte işin en acı ve dokunaklı kısmı bu noktada zirve yapmış durumda.

Gidişatın yarattığı etkileri düşünmek ,konuşmak ve değerlendirmek yerine eleştiri sınırlarını aşıp, kötülemelerin başlaması ,fanatik particilik halleri ayrıştırmanın yüksek dozda kendini göstermesine ,bencil ve bireysel başarı hikayelerin yaratılmasına koşan insanlar yarattı.

Çözüm üretecek diyaloglar ,yerini şiddetin çözüm gibi görünmesine,dinlemez topluluklar oluşturmasına yer açtı.

Durumu düzeltmenin çaresizliğinden herkes dert yanarken,psikolojilerinin hiç de iyi gitmediğinin farkında bile olmuyorlar.

Çözümün dayanışmadan geçtiğini anlayacağı güne kadar, bu sınır çıtası saçma sapan bilimsel olmayan verilerle ilerlemesini sürdürecek gibi duruyor…

Ekonomi düzelmeden psikologlara ,psikiyatristlere çok iş düşecek;sınır,sinir halini çoktan almış durumda çünkü.

Sevgi ve saygıyla…

Faruk CAYMAZ

İnş. Müh-Arş- Yazar

---

Etiketler: Faruk Caymaz 257 okunma