[avatar user="farukcaymaz" size="150" ]

Bahanelere sığınmak zayıflıktır

by | Leave a comment

Doğruluğuna inandığınız fikri savunurken, sorular ve eleştiriler karşısında sinirli tavırlar sergiliyorsanız, bu sizin hem fikri anlatamadığınızdan hem de doğruluğuna olan inancınızın eksikliğinden kaynaklanır.

Son on beş gündür kimi kişilerin söylemlerinden kaynaklanan ve basında çokça fazla yer alan basit ama çeşitlendirilerek dile getirilen başkaca yorumlar dolaşıyor. Söylemlerinin arkasında söylemek istediklerinin anlamlarını irdelemek yerine direk suçlayıcı tavırlar sergileniyor; sıkıntı yaratacak türden söylemlerin kendi ifadelerine dayandırarak yorumda bulunmak, şimdiki siyasette gelenek halini halmiş. Sözüm ona her konuda bilgiye sahip proflar da dallandırıp budaklayarak söylemleri ürkütücü boyutlara taşıyor!

Ayıplanacak çok yanı var ama işin başka tarafıyla ilgileniyoruz; psikolojik yanı…

Dünya, lanet bir hal alan, 2020‘yi nefret yılına dönüştüren, insanları eve kapatan salgının ortadan kaldırılması ile ilgili bilimsel yanıyla cebelleşirken…

İşsizlik son derece vahim duruma gelmiş, ekmek götüremeyen milyonlarca insanın kapısında bekleyen karanlık geleceği defetmeye uğraşırken…

Depremler, seller ve nihayetinde baş gösteren kuraklık tepemizde boza pişirirken…

Kadın cinayetleri, durmak bilmeyen vahşet ve düşüncesizlik canları teker teker alırken…

Evlerde duyulmayan artık o güzelim çocuk sesleri kadınların kahkahaları sağımızda solumuzda yok oluyorken…

…derken!

Siyaset ve kamuoyu incir çekirdeğini doldurmayacak konularla meşgul olmayı huy haline getirmekte bir adım geri durmuyor.

Konuşmaya fırsat bulamayan halkın gündemindeki enflasyon, geçim sıkıntısı ve yarının dipsiz karanlık denizinde çabalarını duymamazlıktan gelmek beceriksizlik ve bahane bulmaktan başka bir şey olmamalı diye düşünüyorum.

Etkili olamayacağının farkına varmaya başlayan siyasetçilerin tek çıkar yolunun muhalefete muhalefetlik yapmaktan geçtiğini düşünmeleri ve bu yönde işi gerçekmiş gibi sunmaları son derece vahimdir.

Biz mühendisler ve yazarlar dahil olmak üzere; siyasetçiler, bilim adamları, ekonomistler, doktorlar, bürokratlar ağzımızdan çıkacak ve halkı ilgilendiren konularda dikkat etmemiz gerektiğini iyi bilmemiz lazım.

Bilim adamları ile ilgili yazdığımız “Bilim adamı ne söyleyeceğini iyi bilmeli ” adlı köşe yazımızı hatırlayın. Orada ağızdan çıkanların halk üzerinde nasıl etkili olacağını ve yanlış yöne sevk edeceğinden bahsetmiştik, sanırım bizim düşüncelerimiz yeterli gelmemiş olacak ki; çok sesli görsel basın hala ayak diretmekte ısrar ediyor!

Umutla yarına bakan o Kurtuluş Savaşı’nın kahraman ataların torunları, bezmiş durumda, hiç bu kadar zayıf bir karaktere bürünmemişti. Sorunun ana kaynağı kendi çıkarını korumak için başkalarının hatasını ve söylemini halkın üzerinde aşı gibi denemek hoş bir durum değil. Bu söylemlerde bulunanları kim olduğunun hiçbir önemi yok; herkes gündemin ortaya attığı saçma sapan diyaloglarının anlamını kavramaya çalışıyor.

Hukuki anlamda giderilecek bir konu da değil, sıra dışı dillerin çözümlemenin zor olduğu kavramlar karmaşasından başka bir şey olmadığını anlamak ve iyi okumak lazım.

Fikri Sağlar’ın…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun…

Atanan Rektörün Metalicca dinliyor olması…

Önemli değil, önemli olan halkın ekmek peşinde yaşadığı tarvamatik sıkıntılar.

Bazen insanın içinden “bi susun artık yahu” demek geliyor ama nafile!

SMA’lı çocukların ilaç ihtiyacı tartışılacak bir durum değil;ne iktidarın ne muhalefetin ne de sözde profların! Ailelerinin düştüğü ağlamaklı hayatı görmeleri dışında kimse onlardan bir şey beklemiyor.

Kirasını ödeyemeyen esnafın, işleri iyice çıkmaza giren esnafın “battık, yeminlen battık!” demesini herhangi bir siyasi partinin sen-ben kavgası o esnafın sorununu çözmüyor!

Ve daha nicesi…

Psikologlar ve psikiyatristlere yolları çoktan düştü, düştü ama ücretini ödeyecek parası olmayan vatandaşın psikolojisini…

Seçim meçimi geçin, halk çok zor durumda kahkahayla ciddiliğinize karşılık verirlerse, siyasetçi!

Nasıl bir psikoloji içinde cevap verirsiniz” diye haykırmak mı gerekir illa…

Selam ve Saygılarımla

Faruk CAYMAZ

İnş. Müh-Arş. Yazar

 


Etiketler: 525 okunma
Bilgilendirme

Urfa Yaşam Haber sitesinde yazılan yazılardan yazarın kendisi sorumludur. Yazarın görüşleri Urfa Yaşam haberinin görüşlerini yansıtmaz

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir