[avatar user="mustafakaplan" size="150" ]

Yılbaşı kutlamalarına dair

by | Leave a comment

Anlayan için bir medar-ı edeptir bu virüs…

Bakın, nasıl bu yılbaşında evlerine kapattı herkesi.

 

Koltuklarımıza yaslanıp, yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı gözden geçirmek için sunulmuş bir seçenekti belkide…

 

Kutlama adına evlerinde değilde; başka meķanlarda o anı yaşayacak olanların başına neler gelecekti kim bilebilir…

 

Kutlama dedim de aklıma geldi. Nedir bu kelimenin aslı astarı…’Kut’ masdarından gelmiş olup, kavramın kökeni eski Türkçe‘ye dayanmaktadır. İslamiyet öncesi Orta Asya Türkleri için belki de en yüce olan bu kavram; Tanrı yani Göktengri kaynaklıdır. Yaşam  gücünü, bereketi, uğur ve mutluluğu ifade eder… Kelimenin başındaki “ku-” fiili “akmak, akıtmak, çıkmak, yayılmak” anlamını ifade ediyor. Şimdi bunu bilip neyin sevincini yaşayacağız Allah aşkına!.. Bu adet bize yani özümüze ait değil bir kere…

 

Daha önemlisi, onca  kadın, onca masum  çocuk her gün hunharca katledilirken, buna dur demek için insanlar  ortak bir tavır takınmayıp, her faciayı basit vah vahlarla geçiştirirken, halkın çoğu aç ve sefil; yoksulluğun pençesinden yaşam mücadelesi verirken, neyin sevincini, pardon neyin kutlamasını yapacağız…

 

Kutlamak kavramı; başta söylediğim gibi, mutlu bir sonuca dahil edilen sözel veya bedensel  bir anlatım şeklidir. Peki, yeteri kadar mutlumuyuz gerçekten(?) Sorsanız, herkeste yaşamlarına dair bir şekva, geleceğe ait bir yeis hakim…

 

Hele birde başımızda bu terör belası olunca; çoğu zaman kahpe pusularla şehit edilen askerlerimizi, polislerimizi düşünürken mutluluktan veya ona dair bir coşkudan bir nümayişten söz edilebilir miyiz? Sizleri bilemem tabikide ama kendi adıma hiç te mutlu değilim. Durum böyle olunca da yılbaşlarını kutlamak gibi  bir sebeb te de ortadan kalkıyor haliyle benim için…

 

Sadece mutlu azınlık için bir eğlence nedenidir bu kutlamalar.” Evime nasıl ekmek götürebilirim” diye kılı kırk yaranların değil…

 

Allah benliğimize bir an önce dönmeyi, özümüzü doya doya yaşamayı nasip etsin diyor; yazımı  Ziya Gökalp’ın yazmış olduğu bir şiirindeki iki mısrasıyla bitirmek istiyorum…

 

“Evinin yemişi erikle, elma

Komşunun bağından hurmayı alma…”

 


Etiketler: 332 okunma
Bilgilendirme

Urfa Yaşam Haber sitesinde yazılan yazılardan yazarın kendisi sorumludur. Yazarın görüşleri Urfa Yaşam haberinin görüşlerini yansıtmaz

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir