CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, TRT’de canlı yayınında anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi, ABD ile iliÅŸkiler, terörle mücadele, ekonomi gibi ana baÅŸlıkları yanı sıra birçok konuda yöneltilen soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu.Â
”Faizlerin düşürülmesi gerektiÄŸini” söyleyen ErdoÄŸan, Kanal İstanbul’da ilk köprünün temelinin Haziran sonunda atılacağını, Mısır ile baÅŸlayan diyaloÄŸun süreceÄŸini, NATO zirvesinde Biden ve diÄŸer liderle görüşmeler yapacağını söyledi.Â
ErdoÄŸan’ın dile getirdiÄŸi konular ana hatlarıyla şöyle:
“-Åžu anda anayasa çalışmamızı yapan ekiple önce bizim heyetimiz bir oturup konuÅŸacak, deÄŸerlendirmemizi yapacağız 128 madde üzerinde. Bu çalışmamızı yapacağız ve bu çalışmayı yaptıktan sonra çıkarılması gereken, ilave edilmesi gereken ne gibi maddeler vardır, bunları aramızda konuÅŸacağız. ‘Tamam’ dediÄŸimiz anda da Devlet Bey’e bunu ÅŸahsım ve heyetim olarak takdim edeceÄŸiz. Biz, bu arada bu çalışmayı da Devlet Bey’in bana göndermiÅŸ olduÄŸu kendi çalışmalarıyla da ayrıca mezcedeceÄŸiz. Ve birlikte yapacağımız bu çalışma, aynı zamanda Cumhur İttifakı’nın ortak çalışması olacak.”
”-OrtaklaÅŸa bir çalışmayı yürütelim istiyoruz ki ‘efradını cami aÄŸyarını mani’ bir çalışma ortaya çıksın. Onun için de bir adeta Anayasa Bilim Kurulu oluÅŸturmanın gayreti içinde olduk. Anayasa Bilim Kurulu ile beraber bu çalışmamızı yürütelim istiyorum. Bu konuyla ilgili en geniÅŸ anlamda bir uzlaşı saÄŸlayalım.”Â
“-En geniÅŸ anlamda uzlaşıyı saÄŸlayamazsak, Cumhur İttifakı olarak kendi hazırlıklarımızı milletimizin takdirine sunmakta zaafa düşeriz. Bu, benim en büyük endiÅŸemdir.”Â
“-Millet İttifakı neyi neyle yapacak, kimi kimle bir araya getirecek veya hazırlayacakları bir anayasa metni nasıl ortaya çıkacak? Bu düşündürücüdür. Çünkü bunların anayasa metni hazırlığında millilik bir defa olmayacak, yerlilik o da hiç olmayacak. Åžimdi çok açık net söylemem lazım, yani daÄŸdaki PKK’lıyla mı milli bir anayasaya yapacaksınız? O PKK’lının uzantılarıyla mı kalkıp da bir anayasa metni hazırlayacaksın? ‘Bu milletin anayasası’ dediÄŸiniz zaman bunun bir defa milli, yerli bir boyutunun olması ÅŸart. Çünkü bu millet kendisi için milli ve yerli bir anayasa ister, gayri milli istemez.”Â
”Parlamenter demokrasi bizim için mazi oldu”
“-Biz bunların yapacağı çalışmadan rahatsız deÄŸiliz, varsın yapsınlar ama ÅŸunu söyleyeyim, bir defa parlamenter demokrasi dendiÄŸi zaman artık parlamenter demokrasi bizim için mazi oldu. Bu millet için de mazi oldu. Hiçbir istikrarı olmayan, sürekli olarak koalisyonlarla iç içe ve bundan dolayı da sürekli zararda olan dönemleri yaÅŸadık biz.”
“-Koalisyonlar dönemine dönmeyi milletimiz asla istemiyor. ‘Kurtulduk bundan’ diyor, ‘tekrar bizim başımızı belaya sokmayın’ diyor.”Â
“-Tabii ülkemiz önce AK Parti ile ardından da CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte devlet idaresine neyi getirdi? İstikrarı getirdi. Uluslararası alanda hızlı ve etkin kararlar alma kabiliyetini bu süreçte kazanmış oldu ve yeni sistem sayesinde son asrın en büyük saÄŸlık krizi olan koronavirüs salgınında biz hızlı kararlar alabildik.”
”-Biz parlamenter demokrasi sistemini geride bıraktık, onlar denendi. DenenmiÅŸ, denenmez.”Â
” Cumhur ittifakı olarak partimizin içinde zaten bu husustaki karar belli. Öbür tarafta ittifakın bir diÄŸer ortağı olan MHP de… Sayın Bahçeli bu konuda kararlarını zaten daha başından itibaren açıkladı ve bu dayanışmamız bizim bu ÅŸekilde kararlı bir ÅŸekilde yürüyor. Burada böyle bir sıkıntı yok. Sıkıntı diÄŸer tarafta. Onlar ne yaparsa yapsınlar, o da bizi çok fazla ilgilendirmiyor.Â
-Biz ÅŸu anda bu adımlarla birlikte ne yapacağız? İşte ÅŸimdi bu yeni anayasa diyoruz, bu yeni anayasa ile ilgili ne gibi çalışmalar ortaya koyacağız? Onun için biz ÅŸimdi bu yeni anayasa çalışmamızı neticelendirip, ondan sonra bunu aynı ÅŸekilde Sayın Bahçeli’ye ve ekibine biz de takdim edeceÄŸiz ve daha sonra bu birlikte yapacağımız çalışma ile onu tüm ülkemizdeki diÄŸer siyasi partiler ve STK’lerle paylaÅŸacağız. Tabii diÄŸer siyasi partiler kabul eder etmez o ayrı mesele. Etmezlerse STK’lerle paylaşıp ondan sonra da milletimizle paylaÅŸacağız.”
”Biden ile buluÅŸma trafiÄŸimiz o kadar rahat olmadı”
“- (Biden ile) yapacağımız görüşmede Türkiye-ABD iliÅŸkileri niçin böyle bir gerilim safhasında, bunu tabii soracağız. Yani biz sizden önce yine demokratlarla çalıştık, böyle bir görünüm bizde olmadı. Yani Bush’la da çalıştık, Obama’yla da çalıştık ve bunlar da demokrattı ama hiç bunlarla böyle bir gerilimi ben yaÅŸamadım. Ardından Cumhuriyetçi olarak Sayın Trump’la bir çalışma yaÅŸadık ve hiçbir gerilimi onunla da yaÅŸamadık. Tam aksine yani telefon diplomasimizde çok huzurluyduk, çok rahattık ve ‘Ne yaparız, ne ederiz, yani ÅŸu toplantıda şöyle buluÅŸuruz, ÅŸurada şöyle buluÅŸuruz, uluslararası toplantılarda ilk durumları falan bu ÅŸekilde yürüttük.Â
-Tabii Sayın Biden ile maalesef bu görüşme, buluÅŸma trafiÄŸimiz o kadar rahat olmadı. Åžimdi ise Brüksel NATO zirvesi dendi. Åžimdi NATO zirvesinde bir araya geleceÄŸiz o bir araya geliÅŸte bunları konuÅŸacağız.”
ABD’nin kararı ve ErmenistanÂ
“-Artık bıktık, her 24 Nisan gelir ‘Amerika Ermenilerle ilgili ne diyecek?’ Tamam da senin bütün iÅŸin bitti de Ermenilerin avukatlığına sen mi soyunuyorsun? Bırakalım bu iÅŸi tarihçiler yapsın. Bu siyasetçilerin iÅŸi deÄŸil, tarihçiler çalışsın, hukukçular çalışsın, antropologlar çalışsın, bütün onların çalışmalarından sonra önümüze gelen tablo üzerinden siyasetçiler olarak da biz üzerimize ne düşüyorsa, ondan sonra da biz onu yapalım. Ama ÅŸu anda ortada herhangi bir ÅŸey söz konusu deÄŸilken kalkıyorsunuz, bunu gündeme getiriyorsunuz.”.
“-Yıllar geçti en sonunda Azerbaycan kendi göbeÄŸini kendisi kesti. Åžimdi burada da kalkıp hiç mi hiç ilgisi, alakası olmayan bir Türkiye’yi sen kalkıp da böyle bir konunun içerisine nasıl atarsın? EÄŸer söyleyeceÄŸin bir ÅŸey varsa, yapmak istediÄŸin bir ÅŸey varsa bir NATO müttefikin olarak NATO’da bir ortağın olarak gel bu iÅŸi, çalışmaları yaptıralım, ondan sonra konuÅŸalım. Ama böyle bir ÅŸey yok, ‘Ben yaptım oldu.’ Hemen kalkıp sözde soykırım olarak atacaksın önümüze, ondan sonra buradan da kendine göre karar vereceksin. Senden önceki Amerika’yı yönetenler bu iÅŸi senin kadar bilmiyor muydu? Onların hiçbirisi bu ifadeyi kullanmadı, bir kısmı kalktı ‘Büyük felaket’ dedi, bir kısmı çok daha farklı ÅŸeyler söylüyor ama bunu kullanmadılar. Cumhuriyetçi de kullanmadı demokrat da kullanmadı, biz buna üzülüyoruz.”
“-Bunlara biz artık alıştık, hep bu tür ÅŸeyleri yaparlar, saÄŸdan soldan, filan falan dolaÅŸmaya çalışırlar. Türkiye artık bunlara alışık. Biz bir kasaba devleti deÄŸiliz, biz Türkiye Cumhuriyeti’yiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bu ÅŸekilde köşeye sıkıştıranlar önemli bir dostu kaybederler. Biz NATO’da seninle beraber olacağız. NATO’nun ilk beÅŸ devletinden bir tanesi olacağız, güçlü devletinden bir tanesi.”Â
”Müttefiklerimiz alışacaklar”
“-Åžunu bilmeleri gerekiyor, artık yeni bir Türkiye var. Yani bölgesinde inisiyatif alan, küresel meselelere taraf olan, müttefikleriyle eÅŸit iliÅŸki talep eden bir Türkiye. Buna da müttefiklerimiz alışacaklar.”
“-Bizim ÅŸu anda bir defa iki konu var ki sözde Ermeni soykırımının yanında bu bizim için çok önemli, bunun bir tanesi FETÖ ile mücadeledir, birisi YPG ile mücadeledir. Ya ÅŸimdi Amerika ne diyor biliyor musun? ‘YPG’nin PKK ile alakası yoktur’ diyor. Biz YPG’nin PKK ile iliÅŸkilerini de yine belgelerle bunlara ispat ettik, belgelerle önlerine koyduk ama buna raÄŸmen diyorlar ki ‘İliÅŸkisi yoktur.’ Yani bütün ÅŸematik çalışmalara varıncaya kadar hepsini… Åžimdi bu bizim müttefikimiz ise bu müttefik bizim yanımızda mı yer alacak, teröristlerin yanında mı yer alacak? Maalesef teröristlerin yanında yer alıyorlar.”
“-NATO’daki ortaklarımızın, dostlarımızın Türkiye’ye bakışını orada ister istemez sorgulamamız lazım. Nedir o? Bugün ‘İlk 5 ülke hangisidir?’ dense bunun bir tanesi Türkiye’dir. Kim ne derse desin. Bu havada, karada, denizde, hepsiyle. Bir defa silahlı kuvvetlerimiz olarak biz güçlüyüz ve bu konuda Türkiye’nin içinde olduÄŸu bir NATO güçlüdür, Türkiye’nin içinde olmadığı bir NATO bir defa güçlü deÄŸildir. Bunu Stoltenberg zaten sürekli söylüyor.Â
-En son S-400 konusu gündeme geldiÄŸinde saÄŸ olsun Stoltenberg ÅŸunu söylemiÅŸtir: ‘Biz hiçbir ortağınızın hangi tür silah kullandığına karışmayız, onların tasarrufundadır.’ Orada gerçekten Stoltenberg’in bu açıklamasından sonra zaten Amerikalılar da bir ÅŸey diyememiÅŸtir. Onlar biliyorsunuz illa kendi silahlarını bize satmak… Bırak silahı bize satmayı, sen bizde olanları aldın götürdün. Biz eÄŸer kalkıp da S-400’ü aldıysak durup dururken almadık. Buna ihtiyacımız olduÄŸu için aldık ve ondan sonra da zaten gündemden yavaÅŸ yavaÅŸ düştü, ÅŸu anda gündemde deÄŸil. Bunun yanında Türkiye’nin kendini koruma hakkı yok mu? İkide bir karşımıza DoÄŸu Akdeniz’i getiriyorsunuz, ikide bir karşımıza Kıbrıs’ı getiriyorsunuz.”
”Bunlar samimi deÄŸil”
“-Kıbrıs’ta yapılan referandumda güneyde o alınan karara yüzde 65 ‘ret’ çıktı, kuzeyde ‘evet’ çıktı. peki, kuzeyde ‘evet’ çıktı da ne oldu? gene kuzeyi dışarıda bıraktılar. Güneyi Avrupa BirliÄŸine aldılar. Bunlar samimi deÄŸil, bunlar dürüst deÄŸil ve o zamandan mali yaptırımlar vardı ve bu mali yaptırımları da uygulamadılar. Kuzey Kıbrıs’a ödemeleri gereken paralar vardı, ödemediler.Â
-Åžimdi de yeri geliyor utanmadan, sıkılmadan Kıbrıs’ın etrafındaki bütün doÄŸalgaz, petrol gibi, bu yataklarla ilgili hakkınız var mı, yok mu? Onda bile ellerinden gelse buraları boÅŸaltıp gidin diyecekler. Türkiye NATO’nun güçlü bir ortağıdır, NATO ittifakı güçlü bir ÅŸekilde devam etmelidir.”
“-NATO’nun üyesi olan bir ülkenin başındaki kiÅŸi ‘Beyin ölümü gerçekleÅŸti.’ diyorsa herhalde bunu NATO’nun hesaba çekmesi gerekir. Macron’un Libya ve Suriye’de kimlerle iÅŸ tuttuÄŸunu da biz biliyoruz.”.
(SİHA’lar) NATO piyasasına girmiÅŸ oldu
“-Bu iÅŸin iki etabı bitti. Birinci etabı İHA’ydı, ikinci etabı SİHA’ydı. Åžimdi üçüncü etabı da Akıncı denilen bir segment var ki o en güçlü olanı. Åžimdi belki daha farklı adım da atacaklar. Bu 3’üncü etap çok güçlü, yani üzerindeki silahlarıyla çok çok güçlü ve ÅŸu anda ondan çok İHA ve SİHA’yı zannediyorum pazara sürüyorlar.Â
-Polonya tabii burada bir NATO ülkesi olarak bu alımı yapmakla özellikle Bayraktar bu ürünleri ile ÅŸu anda NATO piyasasına girmiÅŸ oluyor. İmzalar atıldı, ÅŸimdi NATO piyasasına da giriyor. Åžimdi kalkıp buna da yani ‘Türkiye’den nasıl siz alıyorsunuz?’ diyebilirler.”
“-Türkiye artık bu mühimmatı üretiyor. Türkiye zaten bu mühimmat noktasında sıkıntısı olmuÅŸ olsaydı bazı yerlerde bazı sıkıntıları yaÅŸardı. Bunda da gayet iyiyiz. Zaten Bayraktar mühimmatı üretmiyor, devletin kendi kurumları üretiyor.”
”Bize bir adım atana koÅŸarak gitmekte sakınca görmeyiz”
“-Bizim için Mısır dünün bir ülkesi deÄŸil, Mısır halkı ha keza öyle…”Â
“-Önce istihbarat birimlerimiz, ardından DışiÅŸleri Bakanlığımız mensupları arasında baÅŸlayan görüşmeler geniÅŸleyerek devam etti, hala da devam ediyor. Mısır ile DoÄŸu Akdeniz’den Libya’ya kadar geniÅŸ bir alanda ciddi iÅŸ birliÄŸi imkanlarımız bulunuyor. Bu konuda bakanlarımızın görüşmeleri noktasında herhangi bir sıkıntımız zaten söz konusu deÄŸil ve bununla ilgili olarak da biz bakanlarımıza ‘görüşmelerinizi yapabilirsiniz’ diyoruz. TOBB’un muhataplarıyla görüşmelerinin en ideal ÅŸekilde yapılmasının gereÄŸini de yine kendilerine hep söyledik. Çünkü ticari alanda iÅŸi ilerletmemiz lazım. Arzumuz bu iÅŸ birliÄŸi imkanlarını azami derece kullanmak ve ‘kazan kazan’ esasına göre münasebetlerimizi ilerletmektir.”
“-Bize bir adım atana biz koÅŸarak gitmekte bir sakınca görmeyiz. Ancak ÅŸunu söylemem lazım, yani bir Yunanistan-Türkiye iliÅŸkisi veya Yunanistan-Mısır iliÅŸkisiyle Türkiye-Mısır iliÅŸkisini aynı terazide tartmak mümkün deÄŸildir. Çünkü bizim Mısır halkıyla olan iliÅŸkimiz Yunan halkıyla Mısır halkı arasındaki iliÅŸkiye benzemez. Bunun kamuoyu araÅŸtırmasını Mısır’da yapsanız alacağınız cevap bellidir.Â
-Aynı ÅŸeyi Yunan halkı için de yapsanız alacağınız cevap bellidir. Bunun cevabını ben vermeyeyim. Bunu Yunanistanlı farklı alır, biz ise farklı alırız. Bundan hiç endiÅŸem yok. Çünkü ben Mısır halkını çok iyi bilirim, onları çok iyi tanırım, severim. BaÄŸlantılarımızın kültürel yönü çok güçlüdür, çok ağırdır. Dolayısıyla yeniden bu süreci baÅŸlatmakta da kararlıyız.”
”Mahmur, Kandil’in kuluçka yuvasıdır”
“-Bir süre önce terörü topraklarımızda karşılamış yerinde imha etme adımını atmıştık. Yani bir strateji deÄŸiÅŸikliÄŸiydi bu. Hamdolsun bunda çok ciddi baÅŸarılar saÄŸladık. Tabii burada çift Kandil var. Bir İran, iki Irak. Fakat İran devamlı dövüldüğü halde maalesef oradan ciddi bir netice alınamadı. Ondan sonra ikinci Kandil hedefe kondu. ‘Bu adım atılıyor, atılacak’ dendi. Ama bunları tabii ciddi manada bir korku sardı. Bu konuda Irak’taki kardeÅŸlerimize de söyledik, ‘Bakın eÄŸer bu iÅŸin hakkını verecekseniz, bu iÅŸi siz yapacaksanız yapın. Yapmayacaksınız o zaman biz bu iÅŸi yapacağız. Orayı biz gelip vuracağız.’ Çünkü baÅŸka artık bu iÅŸin çıkış yolu kalmadı ve terörle mücadelede yani bekleyen bir Türkiye deÄŸil, arayan, bulan ve yok eden bir Türkiye gerçeÄŸi var, bunu herkesin bilmesi lazım.Â
-Kandil bataklığını da bir daha asla terör mikrobunu yaymayacak ve bunu yaymayacağı gibi de kurutmakta kararlı olan bir Türkiye gerçeÄŸini bunlar görecekler, bilecekler. Bunun için de Türkiye komÅŸularının ve tüm ülkelerin egemenlik haklarına ve sınırlarına saygılıdır, hukuk içerisinde de ne gerekiyorsa bunu yapacağız.Â
-Hatta ben ÅŸimdi bu akÅŸam ilk defa söyleyeceÄŸim o da ÅŸu, biz Mahmur meselesini de en az Kandil kadar artık önemsiyoruz. Niçin? Çünkü Mahmur Kandil’in adeta kuluçka yuvasıdır. Bu kuluçka yuvası adeta ÅŸehir merkezinde palazlanıyor. EÄŸer bunun üzerine biz gitmeyecek olursak bu kuluçka yuvası sürekli üretmeye devam edecektir.”
“Teröristler için hiçbir yer artık güvenli deÄŸil”
“-Terör örgütü bölgede hevesi olan tüm emperyalistlerin kullandığı adeta bir aparata dönüşmüş durumda. Sınırlarımız içerisinde eylem yapamaz hale gelen bölücü örgüt, yeni militan devÅŸirmekte de adeta ciddi zorluklar yaşıyor. Onun için kendisi için çok farklı yerler arayışı içinde.Â
-Teröristler için hiçbir yer artık güvenli deÄŸil. Tabii elde edilen bu baÅŸarı örgütte çözülmeyi de beraberinde getiriyor. Terör örgütünün kandırdığı gençlere de seslenmek istiyorum: Bu kiralık katiller çetesinden bir an önce kaçıp, emin ellere gelin, devletimize sığının. Türkiye Cumhuriyeti samimi piÅŸmanlık gösteren her vatandaşına devlet ÅŸefkatini göstermiÅŸtir, göstermeyi de sürdürecektir.”
”Her türlü desteÄŸe hazırız”
”- (Yabancı firmaların temsilcilerine) “Dedik ki, yatırım destek ofisimiz bu konuda her an emrinizde ve buralardan aldığınız neticeyle yola devam. EÄŸer alamıyorsanız biliniz ki CumhurbaÅŸkanı emrinizdedir. Biz de size her türlü desteÄŸi vermeye hazırız.Â
-Uzun sürdü ama karşılıklı dayanışmaya dayalı bir görüşme oldu. Bu görüşmenin devamının da telekonferanstan sonraki dönemde, Kovid döneminden sonra kendileri de Amerika’da yapılmasını istediler.”
“-Salgın ÅŸartlarına raÄŸmen ekonomimizin ilk çeyrekte yüzde 7 büyümesi 2021 yılı için güçlü bir baÅŸlangıç oldu. Bugün bir iki yazılı medya grubu çok çok çirkin yakıştırmalar yapıyorlar. Hep söylerler ya, vatandaşın cebine ne girdi? Yani bunlara verilecek cevap, siyasetin içinde olmasam çok rahat ama siyasetin içinde bu tür cevap da bunlara gerekmiyor. Çünkü bunlar kalıbının adamı deÄŸil.Â
-Geçen yıl da G-20 ülkeleri içinde büyüme açıklayan iki ülkeden biri biz olduk. Çin ve Türkiye. Åžimdi gene aynısı oldu. Hadi gör, niye görmüyorsun bunu? Bu yılın ilk çeyreÄŸinde de Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisi yine biz olduk. Bu büyümeden en dikkat çekici kalemin yüzde 30,5 gibi güçlü bir oranla makine teçhizat yatırımlarında olması çok önemli.”
 “Faizleri düşürmemiz ÅŸart”
“-Ben yine aynı iddianın peÅŸindeyim. Hatta bugün de Merkez Bankası BaÅŸkanımızla görüştüm. Yani bizim bir defa faizleri düşürmemiz ÅŸart, onun için de yani temmuz-aÄŸustos, buraları bulacağız ki faiz düşmeye baÅŸlasın. Çünkü faiz yükünü yatırımların üzerinden kaldırırsak, maliyetlerin üzerinden kaldırırsak, ondan sonra maliyet enflasyonunu tetikleyen faiz olduÄŸu için orada da bir rahatlama dönemine inÅŸallah girmiÅŸ olacağız. Çünkü bütün mesele o maliyet enflasyonundan faiz yükünü kaldırmaktır.”
”MB’nin parasının nereye gittiÄŸi sorulur mu?”
“-Diyorlar ya, 128 milyar dolar nereye gitti? Yani Merkez Bankasının parasının nereye gittiÄŸi sorulur mu? Bunların hesabı kitabı yok, bunlar anlamaz bu iÅŸlerden. Ne hesaptan anlarlar ne kitaplar anlarlar. Bu kadar altyapı yatırımları, bu kadar üstyapı yatırımları, bütün bunlarla beraber bu süreç içerisinde geçirdiÄŸimiz depremler, felaketler…”
”-Altyapısı olmayan bir ülkenin üstyapısı her an tehdit altındadır. Onun için altyapı ile iÅŸe baÅŸlayacaksınız ki tehdit miktarını azaltasınız. ‘Bunu tamamen yok edebilirsiniz’ diyemem çünkü Türkiye altyapısı çürük olan bir ülke konumunda. Onun için de altyapıya çok önemli veriyoruz, vermeye de devam edeceÄŸiz ki çok böyle özgüvenle hayatımızı sürdürebilelim.”Â
Kanal İstanbul Projesi
“-Kanal İstanbul Projesine de bağımsızlığımızın ve egemenliÄŸimizin tesis edileceÄŸi stratejik bir yatırım olarak bakıyoruz. Haziran ayının sonunda inÅŸallah Kanal İstanbul için ilk köprünün temellerini atıyoruz. Daha fazla bekleyemeyiz. Çünkü 6 tane köprü yapılacak Kanal İstanbul’un üzerine. Åžimdi biz ilk köprünün temelini atacağız ki hızlandıralım iÅŸi, ardından 5 köprünün daha temeli atılacak.”Â
Etiketler: haber Haberler Ulusal Haber Yurt 208 okunma