Şanlıurfa Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneğinden; Kadın Katliamlarını durdurun çağrısı!

Basına ve Kamuoyuna,

Toplumsal bütün yoksunlukları en yoğun şekilde yaşayan kadınlar, en yakınlarındaki erkeklerin eliyle hayatlarından koparılmaktadırlar. Gün geçtikçe kadına yönelik şiddetin azalmasını beklerken, kadına yönelik erkekler tarafından uygulanan şiddet giderek artış göstermektedir. Erkekler bu eril düzende;  kullandıkları iktidar gücüyle her daim kadına yönelik şiddetin, baskının, tahakkümün uygulayıcıları olmuşlardır.

Kadınlar sadece sokakta işyerinde değil evlerinde de güvende değiller. Kadınlar en korunaklı alanları evlerinde öldürülmektedirler.

Son günlerde ülkemizde ve özellikle ilimizde yaşanan kadın cinayetleri ve ölümleri tekrar hepimizin bu gündemi acilen hayatımızın merkezine alması zorunluluğunu karşımıza çıkarmıştır.

İsimlerinin unutulmasını istemiyoruz. Son yıllarda artan kadına yönelik şiddet son dönemde de yoğun kadın cinayetleri olarak karşımıza çıkıyor ve önlenmez ise daha da artarak devam edecek.

Ceylanpınarda, Siverek’te boş arazide yol kenarında kadın cesetleri bulundu,

Akçakale yolu üzerinde yanmış kadın cesedi bulundu. Öldüren kişi Fatem  Alhamdi

Siverek ilçesinde Ö.Z isimli kadın kafasından silahla vuruldu. Öldüren kişi eski eşi 6 yaşındaki kızı arabanın arka koltuğunda otururken, öldürüldü

Esma Kurt isimli kadın eşi tarafından silahla katledildi,

Cemile Kalvur eşi Ahmet Klavur tarafından tüfekle vurularak öldürüldü,

AmaraDwla isimli 13 yaşındaki genç kız babası tarafından yakılarak vahşi bir şekilde öldürüldü,

Gülsüm Yarış boşandığı erkek Sedat Kalındaş tarafından katledilmiştir.

Hediye Tağmat eşi Ahmet Tokay tarafından leğende boğularak katledildi,

Hasret Tutal erkek arkadaşı Bekir Gülel isimli erkek tarafından vurularak öldürüldü,

Selva El Hinedi 13 Aralık 2021 tarihinde sokak ortasında İyyad El Hasan isimli erkek tarafından katledilmiştir.

Meral Baran( 21) 6 yaşındaki  çocuğunu aşıya götürürken eski eşi tarafından öldürüldü.

Bunlar hayatını kaybedenlerin sadece bir kısmı. Ve sadece ilimizde yaşanan basına yansıyanlar. uğradıkları saldırılar sonrası tesadüfen hayatta kalan saldırı ve şiddet mağduru kadın sayısını ise hiç birimiz bilmiyoruz.

2020 de 300 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 171 kadının şüpheli şekilde ölü bulundu. öldürülen 300 kadının 182 ne için öldürüldüğü tespit edilemedi.22 si ekonomik 96’sı boşanmak istemeyen barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek vb kendi hayatına dair karar almak isterlerken öldürüldü. Adil bir yargılanma yapılmayıp şüpheli sanık ve katiler ceza almadıkça önleyici tedbirler uygulanmadıkça bizi insanlığımızdan utandıran bu vahşet tablosu artarak devam edecektir.

Hukuk sistemindeki cezasızlık politikaları, Evlilik ve Aile bütünlüğünü koruma görevinin tamamen kadınlara yüklenmesi eril dilin ve zihniyetin vücut bulmuş halidir.

Eril zihniyeti besleyen cezasızlık politikalar ve var olan yasaların uygulanmaması kadın cinayetlerini cesaretlendirdiğini koruma ve önleyici tedbirlerin uygulanmadığını, biz kadınlar haykırmamıza rağmen kadın cinayetlerini durduramıyoruz.

Ve ne yaz iki kadınlar öldürülüyor. Yaşam hakları yok sayılıyor. Yaşamın kendisi öldürülüyor.  Öldürülen her kadınla toplum olarak insan olarak bizde ölüyoruz.

Durum bu boyutta iken İstanbul sözleşmesinin ve 6284 sayılı Ailenin korunması ve Kadına karşı şiddetin önlenmesine Dair Kanunun tüm şiddet mağduru kadınlar için eksiksiz uygulanması talebimizi yineliyoruz. Şiddete uğrayan kadınlarla beraber uğrama ihtimali olan kadınların da korunma kapsamının genişletilmesi ve bu konuda özel bir kamusal hassasiyet gösterilmesi gerekmektedir. İstanbul Sözleşmesinden bir günde çıkılmasından sonra ülkemizde yaşanan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet artışına hiçbir şekilde sessiz kalmayacağız.

Kadınlar kazanımlarımıza sahip çıkarak Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlana kadar, Özgür ve eşit bir dünya yaratmak için mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha yinelemek istiyoruz

Bizler her türlü şiddetin ve ayrımcılığın karşısında olduğumuzu tekrarlarken kadına yönelik ayrımcı ve şiddeti destekleyen ve zemin hazırlayan tüm tutumların karşısında olmaya devam edeceğimizin sözünü tekrar veriyoruz.

İlimizdeki tüm duyarlı ve sorumluluk sahibi herkesi çığlığını duyamadığımız, yardım isteyen eline uzanamadığımız kadınların sesi olmaya çağırıyoruz. Yaşam hakkı en vazgeçilmez haktır bu temelde tüm sorumluları da acil ve koruyucu önlemler almak üzere göreve davet ediyoruz.

Buradan yetkilere bir kez daha sesleniyoruz kadın cinayetlerini durdurun. Kadınların doğuştan var olan yaşam hakini savunan yasaları UYGULAYIN

Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Sema Köroğlu

 


Etiketler: 276 okunma

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir