Mustafa Kaplan

Mucizeler

by | Leave a comment

Mucize mi görmek istiyorsunuz? Tabi ki neden olmasın…

Şöyle tefekkür gözlüğünüzü takıp, ÅŸuur penceresinden bakmanız yeter de artar bile…

Mesela ÅŸu çiçekten diÄŸerine konan bir arıyı takip etmekten baÅŸlayalım isterseniz…Nasılda iÅŸinin ehli gibi çalışıyor deÄŸil mi?… Acaba hangi kimya fakültesinde okudu sizce…Bir ücret almadan bal gibi bir ÅŸifa kaynağını iÅŸleyerek bize sunmasının nasıl bir izahı olabilir?..

Ya ipek böceÄŸi!.. YediÄŸi otu; küçücük gövdesine yerleÅŸtirilen tezgâhta dokuyup, ipek gibi kıymetli bir kumaşı giymemiz için hazır hale getirmesine ne demeli…

Lütfen bakmaya devam edelim!.. Åžu gördüğümüz bahçede, bize tatlı tatlı tebessüm eden çeÅŸitli renkteki çiçeklere bir göz gezdirin isterseniz… Havaya saçtıkları deÄŸiÅŸik güzel koku ve renkleriyle bulundukları yerleri nasılda güzelleÅŸtiriyorlar. Acaba tüm bilim adamları bir araya gelse tek bir yaprağını yapabilirler mi? Adı üzerinde “Mucize” Yani göreni aciz kılan…

Evet, kaldığımız yerden devam diyoruz… Bir bülbül takılıyor bakış açımıza bu sefer…Güle serenat mı ediyor ne!.. Ona bu sevda duygusunu veren kim diye bir soru süzülüveriyor akıl pınarından… Mantık süzgecinden süzüp tahlil ediyoruz. Çıkan kesin ve kati sonuç; bize her ÅŸeyin yüce bir yaratıcının dest-i kudretineden inkiÅŸaf ettiÄŸini gösteriyor.

Her görünenin üzerindeki imzaya dikkat edin bakın ne göreceksiniz…Göremediniz mi; tefekkür gözlüğünüzü biraz parlatın o halde!.. İmza da “Allah” lafzının gün gibi ortada olduÄŸunu gördünüz iÅŸte… Åžimdi bu durumda; etkilenip “Sübhanallah” dememek mümkün mü sizce?..

Åžu kaya parçası üzerindeki yeÅŸeren çimenler var ya!.. Biz bir ipliÄŸi iÄŸne deliÄŸinden geçirmek için zorlanırken; bunlar nasıl oluyor da zorlanmadan o söz konusu kayayı delebiliyorlar…

Koca bir ağacın küçücük bir çekirdek iken; altında bulunduğu toprağın üstüne çıkıp; dal budak sarması nasılda sonsuz bir kudretin varlığına şehadet ediyor düşünmek lazım.

Her ÅŸeyi ama her ÅŸeyi gözden geçirelim… Atomu, Molekülü, hücreyi her ne varsa; tek bir elden künfeyekün tezgahında iÅŸlenip varlık alanına dahil olduklarını büyük bir hayret ve hayranlıkla müşahede edebiliriz…

Uyurken beden şehrinin farklı köşelerinde ayrı görevlerle muvazzaf organlarımızın bizi rahatsız etmeden İlahi bir düzen içinde görevlerini ifa etmeleri aranan mucize için yeterli delil değil midir?.

Örnekler vermeye bu kısacık ömrümüzün yetmeyeceğini bilip; bu konuda azla iktifa ederek ;çokça anlamanın en doğru yol olduğunu söylüyor, arada sırada tefekkür gözlüğünü takıp mucize arayışına devam edilmesini öneriyorum ..

Åžimdilik bu kadar yeter diyerek evinize gidip kendinize bir kahve yapın… Elinizde kahve fincanıyla duvardaki asılı duran aynayla göz göze geldiÄŸinizde; oradaki ikizin; eminim sana “Sen zaten baÅŸlı başına bir mucizesin “diyerek göz kırpacaktır.

‘Düşün!’ Diyecek… Her ÅŸey bir tesadüf eseri olsa; gözlerin koltukların arasında, burnun vücudunun ters bir yerinde, aÄŸzın kafanın arka kısmında bulunsaydı ;sen ÅŸu an yudumladığın kahveyi böyle kolay içiyor olamayacaktın…


Etiketler: 473 okunma
Bilgilendirme

Urfa Yaşam Haber sitesinde yazılan yazılardan yazarın kendisi sorumludur. Yazarın görüşleri Urfa Yaşam haberinin görüşlerini yansıtmaz

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir