Mustafa Kaplan

MERTLİK(Hikâye)

by | Leave a comment

”Mert düşmandan korkma;namert dosttan kork!”
 Koyun sürüsünü ahıra kapattıktan sonra, amcasının konağına giden Hasan;onu oturmuÅŸ,kahve içerken buldu…
GeliÅŸinden pekte memnun olamadığı her hâlinden belli olan amcası, yapmacık bir sevgi nümayiÅŸinden sonra”Buyur yeÄŸenim,gel şöyle oturalım” deyip ;serili ÅŸilteler’den birine oturması için iÅŸaret etti…
Hasan; yorgun,birazda sitem dolu bir ses tonuyla,”Amca oturmaya gelmedim,bir çift laf edip,gidecegim.”dedi..
Amcası,biraz tedirgin”De hele nedir derdin?”
Hasan,”babam öldüğünden bu yana, her iÅŸini,her hizmetini gördüm… Üstelik babamın bana bıraktığı mirası da elimden aldın…Bana her seferinde kızın Hüsnayı vereceÄŸini söyleyip beni oyallıyorsun.Artık verdiÄŸin sözü tutmalısın.Bak yaşım kaç oldu.”
Amcası;”hemen ne kızarsın be yegenim, elbette sözümde duracağım lakin…”
“Ne amca…Bu sefer  benden ne yapmamı istiyorsun?  Söyle de bileyim hele!..”
Amcası”Bak Hasan!…Bu isteÄŸim biraz zor biliyorum.Herkesin yerine getireceÄŸi  bir ÅŸey deÄŸil…”
Hasan” Sen yinede söyle!neymiÅŸ bu zor iÅŸ?”
Amcası,”Hani Zor Ali paÅŸa var ya…Onun meÅŸhur bir atı var,dillere destan…”
“E!..Ne olmuÅŸ ata, benden ne istiyorsun?”
_Onu gidip, bana getirirsen sana Hüsnayı veririm…
Hasan ;amcasının niyeti ,onu öldürtmek olduÄŸunu anlamıştı… Çaresiz, “Tamam amca,bu dediÄŸini de ne pahasına olursa olsun yerine getireceÄŸim, ÅŸimdi müsadenle.” “Deyip,Odadan çıktı…
AÅŸağı inince, kapının önünde niÅŸanlısını gözyaÅŸları içinde beklerken gördü…
 Hüsna;amcasıyla onun arasında geçen konuÅŸmayı duymuÅŸtu..Onu bu iÅŸten vaz geçirmeye çalışsa da muvafakat olamadı.Hasan”Arkamdan kaçtı dedirtmem”deyip,atına bindiÄŸi gibi yürüdü gitti …
Hüsna, arkasında sadece baka kaldı…Onu tanıyordu… Mutlaka dediÄŸini yapardı…
Epey yol alan Hasan,en nihayet ortasında dere akan aÄŸaçlık bir yerde atını durdurup,sulamak için indi…
Bir kaç adım ötede,iki delikanlıya bakıp eliyle selam verse de,selamına  karşılık alamadı.
 Gençlerden biri,”Buralar bizim,kimse iznmiz olmadan geçemez.”
Hasan”Niyetim atıma su içirtmek… Uzak yoldan geliyorum.Biraz dinlenip gideceÄŸim…”diye cevap verdi…Evvelki konuÅŸan genç”Hadi daha fazla bizi kızdırmadan çek arabanı”
Hasan’ın tepesi atmıştı.Atıma su içirmeden ÅŸurdan ÅŸuraya gitmem diye inatla cevap verdi…
İki genç kılıçlarını çekip tam saldırmak üzereyken ; önceki konuÅŸan”KardeÅŸim,o bir, biz iki kiÅŸiyiz…Bu mertliÄŸe sığmaz. Bırak teke tek dövüşeyim .DiÄŸer delikanlı olur manasında kafasını sallayarak geri çekildi…
 Delikanlı Hasan’a dönüp hamle yap der demez ataÄŸa geçti…
Hasan ustaca bir manevrayla kılıcını delikanlının göksüne saplayınca ;
diÄŸer delikanlı,bir Kartal gibi Hasan’ın üstüne atladı…Hasan onu da diÄŸeri gibi öldürdükten sonra;
kılıcındaki kanı temizleyip kınına soktu…
Atına su içirip tekrar yola revan olan Hasan, nihayet Zor Ali PaÅŸa’nın bulunduÄŸu ÅŸehre vardı…
Önce üzerindeki o kaç günlük yorgunluÄŸu atmak için bir hana gidip iyi bir uyku çekti…
Ertesi gün kahvaltıdan sonra, çıkıp ÅŸehri dolaşırken, yoldan birini çevirip ondan PaÅŸa’nın konağını öğrendi.
DoÄŸruca konaÄŸa giden Hasan,orada bir kalabalık olduÄŸunu görüp,birine sorması üzerine, aldığı cevap onu ÅŸok etti adeta…
PaÅŸa’nın iki oÄŸlu;biri veya birileri tarafından öldürülmüştü.
Bir yolunu bulup, konaÄŸa giren Hasan, misafirlere hizmet edenlerin arasına girerek baÅŸladı çalışmaya…
Perfomansı PaÅŸa’nın dikkatini çekmiş  olacak ki ,onu yanına çağırtıp, adını nereli olduÄŸunu sordu… Kendisini çok sevdiÄŸini,onu kaybettiÄŸi iki oÄŸlu yerine koyduÄŸunu, isterse manevi evladı olarak,konakta kendileriyle birlikte kalmasını rica etti…Hasan sevinçle kabul etti…
Karı koca onu gerçek evlatları gibi baÄŸrına bastılar…
Böylece günler haftalar geçiyor;ama Hasan dayanılmaz bir hasretle için için eriyordu…
PaÅŸa’nın yaÅŸlı karısı Hasan’a her baktığında sanki çocuklarını görüyor gibi teselli buluyordu… Zavallı kadın nerede bilebilirdi onun iki oÄŸlunu öldürdüğünü…
Bir gün paÅŸa görevde iken, yaÅŸlı kadın odasına çekilip dinleneceÄŸini,kendini pek iyi his etmediÄŸini söyledi…
Hasan için bir umut ışığı doÄŸmuÅŸtu.İçinden,”Uyursa ahırın anahtarını boynundan alırım”diye düşünüp sevinçle ellerini oÄŸuÅŸturdu…
Kadıncağız, odasına çekileli epey olmuÅŸtu…Hasan usulca odasına girip, uyuduÄŸunu görünce belindeki hançerini çıkartıp, kadının boynundaki anahtar asılı ipi kesti …
Anahtarı alıp sevinçle ahıra koÅŸan Hasan,Atı  alıp dışarı çıkınca, at öyle bir kiÅŸnedi ki, eli ayağı birbirine dolandı…
O esnada kapı açılıp, yaÅŸlı kadın görünüvermez mi…
Hasan dona kalmış,ne yapacağını bilemez hale gelmiÅŸti…
Kadın aÄŸlamaklı bir sesle;’Hasanım’ dedi…”EÄŸer böyle gidersen,millet demez mi boynundaki anahtar nasıl alındı diye…Bu yaÅŸta beni rezil mi edeceksin.YaÅŸlı babanın boynu bükük kalmaz mı?…”
Hasan bin piÅŸman, yaÅŸlı kadının ayaklarına kapandı..”Canım size feda olsun, buyur anahtarı, beni af edin anacığım…”
Hasan oturup,ona başından geçenleri bir bir anlattı..
YaÅŸlı kadın çok müteessir olmuÅŸtu… AkÅŸam paÅŸa gelince durumu ona da anlattılar.
Evladım dedi PaÅŸa,”Beli ki ÅŸartlar seni bu duruma getirmiÅŸ…Bunda bir suçun yok…Ayrıca ÅŸu yaÅŸlı Annan’ın namusunu düşünüp gitmemen taktir’e ÅŸayan.Atı al,git; millet sorarsa ben verdim derim …Hasan ikisininde elini öpüp ata bindi…
Tam gidecekken PaÅŸa,”Evladım, amcan belli ki zalim ve sözünden durmayan biri …Sana kızı vermeyip,bu sefer kellemi isteyecek…İyisi mi ÅŸimdiden boynumu vur,kellemi de al git…”
Hasan bu sözleri iÅŸitince,attan inip gözyaÅŸları içinde PaÅŸa’nın ayağına kapandı ..”Ah  babacığım,ben senin tırnağına bin Hüsnayı feda ederim” deyip öptü…”Amcam bu sefer vermese bende tüm gücümle ona karşı mücadele ederim,yada bu uÄŸurda ölürüm…”
PaÅŸa bir müddet düşünüp,ona döndü.”Evladım bu böyle olmaz,yarın askerlerimle memleketine kızı istemeye gideriz…İyilikle verse ne ala;yoksa zor kullanırız…”
Ertesi gün askerlerle birlikte Hasan’ın memleketine doÄŸru harekete geçtiler.
Günler sonra Hasan’ın memleketine vardıklarında, onu böyle askerlerle geldiÄŸini gören amcası; korkusundan ne yapacağını ÅŸaşırdı…
Onları karşılayıp, hoşbeşten sonra konağına davet etti .
Yemekten sonra PaÅŸa’nın; kızı Hasan’a istemesi karşısında çaresiz kalan amcası,kızı vermeyi kabul etti…”Allah hayırlı etsin” diyerek rıza gösterdiÄŸini belirtmiÅŸ oldu…
PaÅŸayı bırakmayıp,ona hürmette kusur etmeyen Hasan,kendisi yokken hizmet etsin diye ona bir zenci kız götürdü…Kızın çalışkanlığı,saygılı oluÅŸu PaÅŸa’nın pek hoÅŸuna gitmiÅŸti… GideceÄŸi gün Hasan’a, bu kızı pek sevdiÄŸini, müsaadesi olursa yanında götürmek istediÄŸini söyledi…
Hasan” tabi ki babacığım,lafı mı olur… Elbette götürebilirsin…”
PaÅŸa konağına gelip karısına her ÅŸeyi anlattıktan sonra, yanında getirdiÄŸi kızı gösterip,bak hep bir kızın olsun isterdin,iÅŸte kızın…
Bir iki gün böyle geçmiş,kıza iyice alışmışlardı..
 Bir akÅŸam yemekte karı koca sohbette dalmış konuÅŸurken,konu Hasandan açıldı…
PaÅŸa” Hasanım bana çok ikramlarda bulundu, ben ondan razıyım;Allah’ta ondan razı olsun;lakin uÄŸrunda her zorluÄŸa katlandığı Hüsnayı bana bir türlü göstermedi, bu yüzden biraz kırgınım”
O an sofradan kalkan kız, kendisine ayrılan odaya girip; bir müddet sonra onların yanına geri döndü…
PaÅŸayla karısı gözlerine inanamadı.Bu bir rüya mı deyip birbirine sordular…
Karşılarında duran evellki zenci kız yerine; ay parçası gibi son derece güzel bir kız gülümseyerek duruyordu…
Kız,ah anneciÄŸim, babacığım;Hasan’ın beni size göstermemesinin sebebi,size olan saygısından ötürüdür.İşte ben, Hüsna kızınız!..
ÅžaÅŸkınlığı geçen karı koca kalkıp kızı bağırlarına bastılar…
PaÅŸa;” hazırlan hanım,Hüsnayi Hasan’a götürüyoruz…”
Hasan’la Hüsna en nihayet,günler sonra birbirine kavuÅŸup hasret giderme fırsatı bulabildiler..
Bir müddet daha misafir kaldıktan sonra, PaÅŸa müsaade isteyip artık memleketine gitmek istediÄŸini söyledi…
ÇeÅŸitli armaÄŸanlarla yolun yarısına kadar onları  uÄŸurlayan Hasan’a;PaÅŸa şöyle bir soru sordu.
“Hasanım,bana açıkça ve dürüstçe cevap ver…”
” buyur babacığım “
PaÅŸa “söyle bana! Bu durumda,sen mi yiÄŸitsin,ben mi?”
Hasan ;”ben daha yiÄŸidim babacığım,çünkü uÄŸrunda onca mücadele ettiÄŸim niÅŸanlımı , zenci kılığına sokarak, hizmetine baksın diye seninle yolladım…”
PaÅŸa gülerek, “hay sen çok yaÅŸa.. EÄŸer tersini söyleseydin kelleni alacaktım …”dedikten sonra Hasan’la vedalaşıp yola koyuldu…

Etiketler: 286 okunma
Bilgilendirme

Urfa Yaşam Haber sitesinde yazılan yazılardan yazarın kendisi sorumludur. Yazarın görüşleri Urfa Yaşam haberinin görüşlerini yansıtmaz

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir