[avatar user="mustafakaplan" size="150" ]

Gözlerden kalbe

by | Leave a comment

Allah’ın Cemil ismidir; zahirde Cemal bulan,görüneni Cemalullah yapan…
“Şoxû şengê zühre rengê
Dil ji min bir dil ji min
Awirê heybet pilingê
Dil ji min bir dil jimin.”Mela Ahmet Ceziri.
Güzel yüzlüm, Zühre renkli sarışınım
Gönlümü aldın gönlümü
Kaplan gibi heybetli bakışlım
Gönlümü aldın gönlümü…
GÖZLERDEN KALBE
Cizre’de bir dedikodu kulaktan kulağa yayılır.
Herkesin dilinde,Mela Ahmet Ciziri’nin; mirin kızı  Selma’ya aşık olduğu söylentisi vardır.Mir İmadddin bu söylentilere pek itibar etmesede;çok sevdigi Ceziri’yi aklamak için bir divan tertip edip,Cizre’nin ileri gelenlerini davet eder…
Divan kurulmuştur.Ceziri ortada,içinde kar dolu olduğunu bilemediği,üstü  bezle örtülü bir kazan’nın üzerinde oturup beklemektedir…
Tam o sırada perde gerisinde, divandaki hazıruna kendini göstermeyen Selma;belinden çıkardığı hançerle perdeyi delip Mela-i Ceziriyle göz göze gelir…
Bu öylesine bir bakış ki;birer kıvılcım olur,Melai’nin gönül meşalesini tutuşturur, daldığı aşkın deryasına Cezirinin yolunu aydınlatarak;o deryanın ta dibinde cevahir,zümrüt(Hikmet)gibi degerleri çıkarmasına yardımcı olur…
Be değerler;dizelerinde teşhir edilir,şiir olur Mola’nın dudaklarından ab-ı Kevser gibi dökülüverir…
“Ji mabeyna du ubrîyan
Dibînim Qabi Qewseynî
Tealellah binê remzê
Çi reng avête mabeynê”
Yani bu aşkın coşku seline kapılıp giden Mela-î;burada madde’den;mana’yı bulup çıkarmakla hünerlerini sergiliyor adeta…”Selma’nın iki  kaşları arasındaki yakınlık kadar kendini Allah’a yakın görüyor,gördüğü o güzel gözlerin,ona bu konuda rehberlik ettiğini ima ediyor.Ve devam ediyor.”Bu zahiri güzelliğin ;Allah’ın güzelliğinin bir nişanesi olduğunu ,Allah’ın; bu güzelliği icad etmekteki sonsuz maharetini vecd gibi, içinde o an bulunduğu bir halet-i ruhiye ile ifade ediyor…
Mola’da coşku peyderpey yükselişe geçiyor bu arada…Kaldığı yerden, şiirsel anlatımı berak bir çağlayana dönüşüp,susamış yürekleri doyurumakta müdavim oluyor…
“Wekî ‘nun’ê di ser Sadan
Ku katip koşe lê badan
Seraser ‘Kaf’ e tu Kaf’a
Rimuz’a hikmetül aynî”Bu mısralarda harikülade bir teşbih var.Kızın kaşlarını Arap harflerindeki ‘Kaf’ harfine benzetip,ucunun nasıl usta bir katibin elindeki bir  kalemle mahirane kıvrıldığını anlatıp,tüm bunların birer İlahi işaretler olduğunu gözler önüne seriyor…
Coşku zirve yapmıştır Melai’de…
“Mela lazim bi vê dewrê
Bi vî dewri bi vî tewri
Nedî kes min bi mislê te
Dur anîn der ji behreynî”
Mela!Sana ne bu zamandan,bu zamanın yaşam tarzından.Herşeyin kaybolup gittigini görmüyor musun?Senin ilim deryasına dalıp,bu kiymetli fikirleri çıkarmak konusunda bir eşin, mislin yok…
Rivayetlere göre kazandaki kar; bu ateşli mısralara daha fazla dayanamyıp;tutuşarak alev haline dönüşür…

Etiketler: 373 okunma
Bilgilendirme

Urfa Yaşam Haber sitesinde yazılan yazılardan yazarın kendisi sorumludur. Yazarın görüşleri Urfa Yaşam haberinin görüşlerini yansıtmaz

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir