[avatar user="mustafakaplan" size="150" ]

Çözümsüz problemler

by | Leave a comment

Aile,çevre ve eğitim üçgeninde gelişip, olgunlaşan bireylerin beyinlerine ne tür veriler işlenmişse;yansıtacakları davranışlar da muhtemelen o yönde seyir gösterir.

Ekilen neyse, onun biçiliceği kesinlik kazanan ortamlar bu gidişat üzerinde varlık arz ederler.

Bireysel şekilenmenin ilk durağı olan ailenin toplumsal yapılanmada en önemli faktör olduğu unutulmaması gereken bir konudur.

Çünkü bir çocuğun yetişmesinde ailenin rolü çok daha büyüktür.

Ebevynlerinden neyi görmüşlese; çocukların da aynısını yansıtacakları üç aşağı; beş yukarı tahmin etmek zor olmasa gerek.

Şiddet dolu bir ortamda sevgisiz büyütülen çocukların ,çevresel platformda sağlıklı bir entegrasyon yürütmleri pek beklenemez. Bunun tersi olması istisnai bir durumdur.

Bu istisnaların sıklıkla olması bile, belirlenen rotaya göre hareket eden toplumun çelmelenip,hedefe doğru bir aksamalı yürüyüşü söz konusu yapabilir.

Bugünlerde kadın ve çocuklara yönelik şiddet haberleriyle sarsılıp durmaktayız.Verilen cezalar,gösterilen tepkiler de bu tip olaylara çare olmaktan uzak.İster istemez toplumda baş gösteren infialler, buna bağlı huzursuzluk ve yaşama dair her şeyi olumsuz etkilemekte,bizleri çareler arayışına sevk etmektedir.

Oysa bu sorunun çözümü sanıldığı kadar zor olmamalıdır.

Bireyin ilk eğitim kaynağı aile olduğuna göre,bireyin ruhsal şekillenmesi de ailede vücut bulur.

Bir ailede cinsiyet ayırımı rüzgarları eserse,faturası topluma kesilecek firtınanın kopması ihtimal dışı olamaz.

Burada ilk aşılanacak şey sevgi duygusudur.Sevginin yaşanmadığı yerde,huzurun,asayişin sağlıklı ilişkilerin varlığından söz etmek karanlığa körlemesine dalmak gibidir.

Hiç kimse katil,despot veya tam tersi tüm insani duygularla donanımlı doğmaz.

Çocuğun artı veya eksi duygularla ilgili kazanımların ana kaynağı,bu yukarıda zikr edilen aile, çevre ve eğitim üçlemesidir.

Evvela “neme lazımcılığın”rehavetini üstümüzden silkeleyip atmamız,bu konuda cümleten elimizi taşın altına koymamız gerekir.

Caydırıcılığı göz önüne alınarak verilecek cezaların ağırlık boyutu iyice düşünülüp, tecziye edilme yolununun seçilmesi eminim bu müzminleşmeye doğru kaymakta olan toplumsal yaraya melhem olacaktır.


Etiketler: 310 okunma
Bilgilendirme

Urfa Yaşam Haber sitesinde yazılan yazılardan yazarın kendisi sorumludur. Yazarın görüşleri Urfa Yaşam haberinin görüşlerini yansıtmaz

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir