[avatar user="farukcaymaz" size="150" ]

Türbülans

/ by | Leave a comment

Neme lazım deyip geçiştiriyoruz.

Kaburgası bende ya; kemikli kalsam da yine ete bürünürüm umuduyla olan biteni, düşünceli tavrımızla seyrediyoruz.

Gelişen olaylar karşısında nutkumuz tutulmuşçasına, sadece bakıyoruz.

“Belki yarın”larla kandırılmış, yarım parça ekmeği kimi zaman kaçırıyor başkalarından, kimi zaman paylaşacak insan arıyoruz.

Koca bir histeri!

Ama neden?

Sorgulayacak aklımızın neredeyse tamamını aldılar da ondan!

Gündemin neresinden girerseniz girin, hangi fikre sahip olursanız olun, karşınıza çıkan zamanın dem tutamayan hali aynen böyle çıkıyor karşımıza.

Görsel ve yazılı basın, yandaş –karşı ikilemiyle habire ortamı başka şeylere çekiyorlar. Hani her biri yararlı bir alışkanlık yaratsa, geleceği gösterebilecek imalarda bulunabilse içim yanmayacak; hadi bakalım ,dayanma gücünü birleştirelim ve o umut dolu günlere ulaşabilmek için birlikte hareket edelim diyeceğim ama…

 

Nafile!

Çekiştirip duruyorlar .

İşin tuhaf tarafı her şeyi de milletten bekliyorlar ya,dağılıp gidiyor akıl.

Hangi doğrudan bahsedeyim ki!

Ne dostumuz kalmış çevremizde, ne yardım alabileceğimiz tefeci.

Para yok…

Enflasyon canavarlıktan çıkmış bayağı bir çarpan cin olmuş.

Kurtuluş Savaşı sırasında kovduklarımız yeniden çevremizi sarmaya başlamış.

Güneyimiz Suriye’yi kaldırmış görünseler de rafa, Libya’yı unutturmaya çalışsalar da hafızalarda saklamaya, pandemi her gün daha fazla can almıyormuş gibi yapılıyor olsa da…eh işte doğalgaz bulduk ya!

 

Doğu Akdeniz’de birden ortaya çıkan şu kara suları, kıta sahanlığı, benim-senin muhabbeti sanki bize başka bir şeyi anlatmaya çalışıyor gibi. Doğalgaz arama ile alakası var; bizim bulmamızı istemiyorlar-enerjide bağımlı olmamız için kıstırıyorlar-ki üzerimizde başkaca oyunlar tertipliyorlar diyenleriniz olabilir. İyi de son açılanan müjde ile dokuzuncu kez müjdelenen doğalgaz mevzusu

 

Yıllardır var, niye özellikle Suriye gündemden düşünce, önce Libya çıktı sonra sonra Doğu Akdeniz?

Yunanistan’la olan diyalog, nasıl oldu da birden bire savaşın eşiğine getirilmiş olabilir?

İyi okumak lazım aslında politikaları; var olan kaynakları yeni bulmuş gibi ortaya koyup güncel kamuoyunu yeniden yazmak biraz fazlaca siyasi hareket gibi geliyor bana.

Çünkü,

Seçimlere kalan zaman giderek daralıyor ve ortada ekonomik darboğazın kendini iyice hissettirdiği günlerin içinde bulunuyoruz. Hatırlayın; Trump seçimlere yaklaşıldığı bugünlerde çeşitli senaryoları ortaya koymakta tereddüt etmiyordu. Girdiği Arap Coğrafyası bataklığının vereceği ganimetler yerini başka bir havaya bıraktı; BOP eskidi ve Trump gittikçe başkanlık seçimleri için puan kaybediyor. Tekrar seçilebilmek için yeni bir tür fanteziyi ortaya koymak zorunda; dünyaya yaklaşan göktaşı bunun en bariz örneği, ya da Çin’in Trump istemediği havası.

 

Siyaseti evet anlıyoruz davranışlarındaki kimi tutarsızlıkları ve makyavelistliklerini ama, ötesinde yarattığı havanın etkisi eskisi gibi işe yaramıyor. Son kamuoyu araştırmalarında Biden’ın başkan seçilmesi halinde ABD ‘nin daha güçlü olabileceği kanaati çoğu siyasi analistler tarafında kabul ediliyor. Bu Trump dâhil Rusya’yı ve ona benzer ülkeleri üzecek durumun ortadan kaldırılması, Trump’a destek verenler için önemli bir ayrıntı. Benzerini daha önce de görmüştük.

Siyasetin türlüsü olmaz, siyaset her yerde siyasettir. Koltuk kıymetlidir ve çıkarcıların kendileri için; korumaları gereken bir koltuk sevdalısı, aynı akıl sahibi birinin olması çok önemlidir.

Tabi meselemizin esas odak noktası kendi ülkemiz. Var olan ortamın yaşattığı zorlukların Trump’ın derdinden çok daha fazla olduğu konusunda şüphem yok ama gelin görün ki Trump kadar da alaycı yan da var politikacılarımızda.

Dün gazete sayfalarında Cumhurbaşkanı adayı olmuş ve %33 oy almış Muharrem İnce’nin seçim otobüsünün hazır olduğu ve yollara çıkacağı haberi vardı. Güzel süslenmiş ve belki ses getirecek bir sisteme sahip. Eskisi gibi kolları sıvayacak ,eline mikrofonu alacak, yine “biirr” diye sıralayacak vaatlerini.

 

Buradan hatırlatalım eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayına;

 

O günün şartlarının vermiş olduğu kızgınlıkla, sana oy vermeye koşan o insanlar, senin seçim gecesi kaybolmandan sonra güvenlerini kaybettiler. Arkanda duran onca insan ki(onbeş milyon vatandaştan bahsediyoruz)bugün sana hala yüzük dönük olan ancak ve ancak(iyi niyetli bir tahminle)%5 ini bulabilirsin. Lider konumuna konulduğu zamanın şartları ve bugün anlayışı her şeyi değiştirdi, kimse ikinci bir liderin olabileceği ihtimalini üzgünüm ama vermiyor.

 

Bir önceki yazımda “kim gelirse gelsin sonucun bugünlerden daha iyi olacağını sanmıyorum” diye bir yorumda bulunmuştum. Gündeme dair bakışımda görünen şey, o yorumumun epey zaman geçerli olacağı.

 

Millet İttifakı tarafından yeniden adı dillendirilen eski cumhurbaşkanı Gül’ün ortaya konması aslında hem İnce hem ittifak için büyük kayıp olacağını bugünden tahmin etmek zor değil. Milli Görüş’ten gelen birinin çatı adayı düşünülmesi, CHP tavrının net olmadığı, kendi içinde bir aday bulamıyor imajı yaratacağı, var olan oy potansiyeli ile 2023 ‘te seçimin tekrar kaybedilmesi demekten başka bir anlam taşımıyor.

 

Dostlarımla dün yazımı kaleme almadan önce konuşurken, onlara yepyeni bir vizyon sahibinin Millet İttifakı için yararlı olacağı kanaatimi belirttim. Hem siyaset sahnesinde hem kameralar karşısında bulunan karizması daha iyi, herkesi aynı potada toplayıp eritebilecek yüze sahip biri olmalı demiştim. Aslında günlerdir bu konu üzerinde düşünüyorum; yani Millet İttifakı’na söyleyebilecek kimse yok mu ya da bunu görebilecek bakıp görebilecek göz yok mu?

 

Biz eğer kamuoyunu yakından takip edenler görebiliyorsak-hizipçiliği bırakıp-onların görmesi için nasıl bir işaret verilebilir?

Bahsettiğim kişi aslında hepimizin yakından tanıdığı saygın bir kişiliğe sahip eski aktör ve milletvekili sevgili Berhan Şimşekten başkası değildir.

Türk sinema tarihinin değerli aktörü için yeterli sevecenlik, dürüstlük ve ahlakın olduğu konusunda şüphe yok.

Bu nerden çıktı diyebilirsiniz, lakin bahsettiğim kişiyi lütfen basından takip edin, eminim sizler de benim gibi düşüneceksiniz.

 

Berhan Şimşek iyi temsil yeteneğine sahip taze ve genç bir siyasetçi. Dağılmış olan, kaçmış olan, kızmış olan ne kadar Ak Partili, CHP’li, MHP ‘li, hatta HDP ‘li varsa etrafında toplayabilecek kabiliyete sahip.

Küskünler ve kararsızlar ordusunun içinden çıkabileceği lider kıvamında yeni adamın oluşu siyasete yeniden güvenin gelebileceği fırsatı da verecektir.

 

Düşünün;

Uçakla uçuyorsunuz ve uçak türbülansa giriyor .Kaptan yıllardır uçmaktan, özel hayatının gidişatından, içine düştüğü çıkılmaz dertleriyle o kadar meşgul ki…

Türbülansa, bile bile sokarken başına geleceklerini tahmin etmeden başa çıkabileceğini sanarak dalmış ama sonrası onun için yetersiz bakiye gibi elinde sadece kumanda levyesini sağa sola oynatmaktan başka çare bırakmamış. Uçağın iniş yeri belli değil, havalanı aranılıyor mu bilinmiyor. İkinci kaptana iş düşmüştür ama o da ne, koltuk boş. O ikinci pilotun kimin olacağı ancak yolcular arasında oturan ve biraz uçaklardan anlayan adamların arasından kimin olacağının, yolcular tarafından karar verilmesiyle olacak.

Daha sağlam yapılı, dinç, güven veren…

Çok bariz bir örnek oldu. Detaylı bakış, uzun cümleler sonucunda varılmak istenen sonucu kaçırmak olduğunu anlamak zor olmasa gerek.

 

İşte aynen durum bu;

Türbülanstayız, kaptan pilot tek başına yetişemiyor.

Mesele bizi sağ salim bir havalimanına indirebilecek ikinci pilotta.

Yakıtımızın yetip yetmeyeceği o anlarda hiç önemli olmaz.

Üstelik ineceğimiz yerde ne ile karşılanacağımız da belli değil.

Sağ kalmamız öncelik çünkü.

 

Sevgi ve saygıyla,

Faruk CAYMAZ

İnş. Müh-Şair ve Yazar


Etiketler: 554 okunma
Bilgilendirme

Urfa Yaşam Haber sitesinde yazılan yazılardan yazarın kendisi sorumludur. Yazarın görüşleri Urfa Yaşam haberinin görüşlerini yansıtmaz

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir